Bir bebek sahibi olmak harika bir duygudur. Sizi aynı anda hem ağlatacak hem güldürecek hem de şaşkına çevirecek deneyimlerle doludur.

Araştırmalar her altı çiftten birinin bebeklerinin sürekli ağlama sorunu yüzünden doktora başvurduğunu gösteriyor. Bu bebekler muayene edilip sağlıklı bulunduğunda dahi pek çok kez annelerin endişeleri azalmadığı gözlemlenmiştir. Bebek ağlaması her şeklinin ebeveynleri üzerinde duygusal, çoğu zaman endişe arttırıcı etkisi büyüktür.

PEKİ, GERÇEKTE BEBEKLER NEDEN AĞLAR?

Yeni ebeveynler bebeklerinin ağlamalarına doğal olarak çok hassastırlar. Ağlamalarını anlamlandıramadıklarında kendilerini endişeli hatta zaman zaman çaresiz hissederler. İşte siz yeni ebeveynlere, bu olumsuz duygulanımlardan bir miktar korumayı mümkün kılacak şekilde ağlamanın anlamlandırılması bilgilendirmesini, basitçe iki kategoride aktarmak istedik:

İLETİŞİM

Bebeğiniz ağladığında bir ihtiyacının olduğunu size iletiyordur. Kısacası ağlaması size bir iletidir. Örneğin “Kucağa alınma, açlık, uyumak isteme” gibi ihtiyaçlarını size ifade ediyordur.

İYİLEŞME

Bebeğiniz ağlıyorsa bir sebebi de kendi bedeninde veya duygusal olarak iyileşme yönelimindedir. Ağlaması ebeveyni onu iyileştirecek olan eylemi araştırmaya ve gerçekleştirmeye yöneltir. Bebeğiniz fiziksel acı (gaz sancısı, reflü) ya da duygusal acı (doğum travması, karşılanmamış ihtiyaçlar, anne – baba stresi) gibi durumlar onun ağlamasına neden olur.

BEBEKLER AĞLADIĞINDA NE YAPMAK GEREKİR?

Bebeğinizin ihtiyaçlarının karşılanması ve gerilimini boşaltması için sizin yanınızda olmaya ihtiyacı vardır. Bebeğiniz ağlarken sakin bir şekilde kucağınıza alıp, ağlamasına izin vermek önemlidir.

Bebeklik döneminde stresin ağlayarak boşaltılmasına destek vermek, erken dönemde yaşanan travmaların daha sonraki yıllarda neden olabileceği psikolojik sorunlara engel olmaya da yardımcı olur.

Bebeklerin travmalarını ağlayarak atlatmalarının uzun dönemli yararlarından biri de bu süreçte bebeklerin daha açık ve uyanık olmalarına, ihtiyacını belirttiği dönem boyunca anne ile birebir tensel, duyusal, sözel çok yönlü iletişim içinde olmalarına yardımcı olmasıdır.

Stres birikimi olan çocuklar ilerideki yaş dönemlerinde de net düşünmekte zorlanmalar yaşarlar ya da yeni şeyler öğreneme güçlüğü semptomları gösterebilirler. Kronik olarak vücutlarındaki stres hormonları yüksek olursa, gergin, huzursuz olurlar ve konsantrasyon süreleri kısalması gibi dışarıya yansımaları olabilir.

Sonuç olarak, ebeveynlerin bebeklerin ve çocukların her yaş döneminde duygularını dışa vurmalarında izin verici bir psikolojik alan yaratmaları, onların duygusal gelişimlerine dair yapacakları doğru bir yatırım olacaktır.

Seçil Özcan

secil@uykuegitimi.com